Dada ile başlayan sanatsal kırılmalar ve resimde eleştirel gerçeklik
Dada ile başlayan sanatsal kırılmalar ve resimde eleştirel gerçeklik Abdullayev, Hatai
Dada ile başlayan sanatsal kırılmalar ve resimde eleştirel gerçeklik Abdullayev, Hatai “Dada Hareketi”, 1. Dünya Savaşı sırasında 1916 yılında Zürih ve New York kentlerinde yaklaşık aynı zaman diliminde ortaya çıkmıştır. Sanata karşı bir tutum sergileyen bu hareket hızlı bir biçimde Avrupa kıtasında yayılmış ve çeşitli ülke topraklarında kendine has şekilleri ile benimsenmiştir.
Dada hareketi başlangıç sürecinde sanata karşı bir tutum sergilemesine karşın tarihsel süreç içinde sanatın sınırları içine dahil olarak sanatın sınırlarını genişletmiş ve dahası farklı ifade yollarını sanatın anlatım dili olarak görülmesine yol açmıştır. Kendinden sonra ortaya konacak tüm sanatsal ifade biçimleri üzerinde etkili olmuştur. Ayrıca dünya’nın farklı yerlerinde farklı biçimlerde görülmeye devam etmiştir. Örneğin Almanya’da “Berlin Dada” olarak karşımıza çıkmaktadır.
Berlin Dada sanatçılarının bazıları bir yandan da “Yeni Nesnellik” adını verdikleri eleştirel gerçekliğin işlevselliğini kullanan bir hareketi temsil etmektedirler. Dada ve Yeni Nesnellik hareketleri bu bağlamda birbirine oldukça benzer düşünce yapısındadır.
Ancak Yeni Nesnellik hareketinin karşıtlığı, sanata değil savaşa karşı kullanılmıştır. Alman halkının farkındalık kazanması amacı güdülmüştür. Yeni Nesnellik ve Berlin Dada sanatçıları özellikle 1. Dünya Savaşı’nın olumsuz izlerini eleştirel bir bakış açısı ile gerçekçi üslupla anlatarak Alman Halkını bilinçlendirme ve farkındalık kazandırmak amaçlanmıştır. Ancak 1930’lu yıllara gelindiğinde Adolf Hitler ve Nazi Almanyası Yeni Nesnellik akımının sanatçılarına karşı sert bir tutum göstermiştir.
Böylelikle sanatçılar farklı ülkelere göç ederek farklı üslüplarda sanat icraatine devam etmişlerdir. Ülkemizde ise 1960’lı yıllarda sanat alanında “Toplumsal Gerçekçilik” hareketi başlamıştır. Bu hareket de Yeni Nesnellik hareketine benzemektedir. Türk sanatçılar dönemin sosyal, ekonomik, kültürel ve politik durumlarını yansıtan ve eleştiren yapıtlar üretmişlerdir.;
“Dada” originated in the cities of Zurich and New York around the same time in 1916 during the First World War. This movement, which showed an attitude towards art, spread rapidly in the European continent and was adopted in various countries with its unique forms. Although the Dada Movement exhibited an attitude against art in the beginning, it expanded the boundaries of art by being included within the boundaries of art in the historical process, and moreover, it caused different ways of expression to be seen as the language of expression of art. It has also continued to be seen in different forms in different parts of the world. For example, in Germany it appears as "Berlin Dada". Some of the Berlin Dada artists also represent a movement that uses the functionality of critical reality, which they call "New Objectivity". Dada and New Objectivity movements are very similar to each other in this context. But the opposition of the New Objectivity movement was used against war, not art. It was aimed to raise awareness of the German people. New Objectivity and Berlin Dada artists aimed to raise awareness and awareness of the German people, especially by telling the negative traces of the First World War in a realistic style with a critical perspective. However, in the 1930s, Adolf Hitler and Nazi Germany showed a harsh attitude towards the artists of the New Objectivity movement. Thus, the artists migrated to different countries and continued to perform art in different styles. In our country, the "Social Realism" movement started in the field of art in the 1960s. This movement is similar to the New Objectivity movement. Turkish artists produced works that reflect and criticize the social, economic, cultural and political conditions of the period.